TSKB'nin Yeni Raporu Yayına Girdi
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Ekonomik Araştırmalar ekibi tarafından düzenli aralıklarla yayımlanan Nitekim dergisinin en son sayısı, "Yükte Hafif Pahada Ağır: 'Doğa Pozitif' Çerçeveye Ekonomik Bakış" başlığıyla okurlarıyla buluştu.
Ekosistem Hizmetlerinin Ekonomik Yansımaları
Bankanın yaptığı açıklamaya göre, bu yeni sayı, su ve toprağın sunduğu filtrasyon, polenleşme ve doğal kaynak kalitesi gibi ekosistem hizmetlerinin ekonomik etkilerine odaklanıyor. Ayrıca, mevcut ve gelecekteki risklerin yönetimi açısından doğa pozitif bir yaklaşıma geçişin gerekliliği vurgulanıyor.
Dünya Bankası'ndan Önemli Veriler
Rapor, Dünya Bankası'nın saptamalarını da içeriyor. Küresel çerçevede, ekosistemlerde yaşanacak herhangi bir kısmi çöküşün 2030 yılı itibarıyla %2,3'lük bir üretim kaybına mal olabileceği ifade ediliyor. Bu etkilerin ekonomik karşılığının ise 2,7 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Ayrıca, Dünya Bankası'nın "Ulusların Değişen Serveti" raporuna atıfta bulunduğunda, 1995-2018 yılları arasında 146 ülkede kişi başına yenilenebilir doğal sermayenin tüm gelir gruplarında azaldığı belirtiliyor. Özellikle, düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde bu oranın %25 azaldığı gözlemleniyor.
Türkiye Verileri ve Küresel Ekonomik Bağlantılar
Çalışmada, Türkiye'de aynı dönemde kişi başına üretilmiş sermayenin %142 oranında arttığı, fakat kişi başına yenilenebilir doğal sermayenin %20,1 azaldığı bilgisi paylaşılıyor.
PwC'ye göre, dünya ekonomisinde yıllık olarak üretilen toplam değerin %55'inin doğaya bağlı olduğu ve büyük borsalarda kayıtlı şirketlerin piyasa değerlerinin yarısından fazlasının ekosistem ile biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliğine duyarlı olduğu aktarılıyor.
Rapor ayrıca, 2020 yılında biyoçeşitliliği koruma temalı tahvillerin ihraçlardaki payının %5 iken, bu oranın 2023'te %16'ya yükseldiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, küresel üretimin yaklaşık %7'sinin yani 7 trilyon doların, doğayı olumsuz etkileyen faaliyetlere harcandığı, doğa dostu çözümlere ise yalnızca 200 milyar dolar ayrıldığı belirtiliyor.
Sonuç olarak, bu veriler doğal sermayenin azalmasına yönelik endişeleri artırırken, doğa dostu yatırımların öneminin de giderek arttığını göstermektedir.