Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Mustafa Kemal ve Cumhuriyetin İlanı

Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilanı için izlediği süreç ve cumhuriyetçi düşüncenin etkileri.

Yayın Tarihi: 25.10.2023 11:06
Güncelleme Tarihi: 27.04.2024 17:11

Mustafa Kemal ve Cumhuriyetin İlanı

Osmanlı Emniyet Fişi ve Mustafa Kemal

Osmanlı emniyet fişinde Mustafa Kemal'in ismi karşısında “Cumhuriyetçidir” yazıyordu. Bandırma Vapuru öncesinde Sarayın kararını en zorlayan bu fiş oldu. Sadrazam Damat Ferit Paşa fişi sürekli göstererek, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışına muhalif oldu.

Atatürk ve Cumhuriyetçi Düşünce

Fiş gerçeği yazıyordu: Mustafa Kemal ve kuşağı, Osmanlı'nın çöküşüne çare arayan ve bu amaçla sürekli okuyan-tartışandı. Atatürk'ün yaşamı boyunca derinden etkileyen en önemli düşün insanlarından biri, cumhuriyet ve cumhuriyetçi düşünce denildiğinde akla ilk gelen düşünürlerden J. J. Rousseau oldu. “Yurttaşlık”, “hürriyet”, “halkın egemenliği” gibi siyasi kavramları ondan öğrendi. Atatürk’ün cumhuriyeti ideal sistem olarak görmesinin izlerini, Bandırma Vapurundan indikten sonra yaptığı konuşmalardan anlaşılıyor.

Cumhuriyetin İlanı

Cumhuriyet ilanından bir ay önce Atatürk kamuoyunu hazırlamak için “Cumhuriyet” demeden Cumhuriyet ilkelerini basına anlatmaya başladı. Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi kimi arkadaşları ve İstanbul’daki bazı basın organları hemen hoşnutsuzluklarını ifade etmeye başladı. Devrimci önder Atatürk geri adım atmadı; istifaları önemsemedi, hükümdarlık rejimini sonlandırıp egemenliği millete verdi… Bu ideolojik çatışmaydı. Yeni rejim ilan edilmesinin sebeplerinden biri de; Kurtuluş Savaşı döneminde önemli konularda kolayca işbirliği yapan meclisin artık hiçbir konuda karar veremez hale gelmesiydi. Muhafazakârlar “istemezük” dışında söz etmiyordu. Devrimciler ile muhafazakârların yolu kesin olarak ayrıldı. Barış döneminde ülkenin yoluna böyle devam etmesi mümkün değildi. Şunu da eklemeliyim: Mustafa Reşit Paşa ile başlayan Mithat Paşa ile süren Tanzimatçı Batılılaşma ile Atatürk’ün bağımsızlıkçı çağdaşlaşma arasındaki fark da tam olarak buydu…