Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Koronavirüsün Kolesterol Plaklarına Etkisi ve Kalp Krizi Riski

Koronavirüs enfeksiyonunun kolesterol plaklarına etkisi ve kolesterolle savaşan hücreleri enfekte etmesi, kalp krizi ve inme riskini artırabiliyor. Özellikle kolesterolü yüksek olan hastalarda Kovid enfeksiyonu sonrası kalp damar olayları riski 1 yıla kadar uzayabiliyor.

Yayın Tarihi: 08.10.2023 10:31
Güncelleme Tarihi: 27.04.2024 17:11

Koronavirüsün Kolesterol Plaklarına Etkisi ve Kalp Krizi Riski

Koronavirüs ve Kolesterol Plakları

Geçtiğimiz günlerde dünyanın en saygın tıp dergilerinden Nature Cardiovascular Research’da yer alan bir çalışma, koronavirüs enfeksiyonunun sadece kalp damarlarını tutmakla yetinmediği, özellikle kolesterol plaklarına ve kolesterolle savaşan hücrelere bulaşarak onları rezervuar olarak kullandığını ortaya koydu.

Çalışma, Mayıs 2020-Mayıs 2021 tarihleri arasında New York’ta Kovid’den yaşamını yitiren ve kalp tutulumu bilinen 8 yaşlı hastanın otopsi incelemeleri sonucu gerçekleştirildi. Böylece Sars-Cov2 virüsünün sadece damar tutulumu yapmadığı, diyabet, hipertansiyon, kolesterol gibi kronik tablosu olan hastalarda, kolesterol plaklarını da tutarak yaklaşık 1 yıl boyunca kalp damar olayları (kalp krizi gibi) ve inme riskini artırdığı belirlendi.

Kolesterol ve Enfeksiyon Riski

Araştırmanın sonuçlarına göre, kolesterol yüksek olan hastaların virüsle enfeksiyona daha açık hale geldiği ve enfekte olan damarlardaki inflamasyonun bir yıl süresince devam ettiği tespit edildi. Bu da Kovid 19 enfeksiyonundan sonra uzun dönemde kalp krizi ve inme riskinin artmasına neden oluyor.

Kovid-19 ve Kalp Damar Olayları

Prof. Dr. Murat Uğur, grip dahil pek çok viral enfeksiyonun kalp damar tutulumu açısından risk yarattığını ancak Kovid’in, grip virüsü influenzaya göre inme riskini 7 kat daha fazla artırdığını belirtti. Bu nedenle herhangi bir enfeksiyon döneminde, özellikle kolesterolü yüksek olan ve kalp damar hastalığı riski taşıyan bireylerin daha yakından takip edilmesi ve kardiyak risk açısından kontrol edilmesi gerektiği vurgulandı.