Konyalı akademisyen Suudi Arabistan’da 7,5 aydır tutuklu
Umre ziyareti sırasında Suudi polislerin iftirası yüzünden tutuklanan Konyalı akademisyen Muhammed Ali Çağlar, “Lütfen beni kurtarın. Hastayım, artık dayanacak gücüm kalmadı. En kötüsü de akıl sağlımı yitirmek üzereyim” diyerek, özgürlük istedi.
ÇAĞLAR’IN AİLESİNDEN ÇOCUĞUMUZU KURTARIN ÇAĞRISI
Yaklaşık 7,5 ay önce anne ve babası ile birlikte Suudi Arabistan’a umre ibadeti için giden genç akademisyen Muhammed Ali Çağlar, aleyhinde hiçbir delil ve şikayet olmamasına rağmen tutuklandı. İslam hukuku alanında başarılı bir akademisyen olan Muhammed Ali Çağlar’ın hayatı umre ziyareti sırasında Suudi polislerin iftirası yüzünden karardı.
KAMERA KAYDI YOK, ŞİKAYETÇİ YOK!
Muhammed Ali Çağlar’ın annesi Emine Çağlar, “Umreye gittiğimizin 12. Günü çocuğum tavaf esnasında orada çantasını düşürdü. Çantasını almaya çalışırken, polisler geldi ve oğlumu tutukladılar. Karakoldan cezaevine gönderdiler. 1 ay içerisinde online mahkeme oldu.2 sene hapis cezası ve 50 bin Riyal para cezası kesildi. Biz buna itiraz ettik. Mahkemeye avukat bile kabul etmiyorlar” dedi.
64 YATAKLI KOĞUŞTA 126 MAHKUM KALIYORUZ
Cezaevinde çektiği ses kaydığını Türkiye’deki dostlarına ulaştıran Çağlar, “Burada insani olmayan şartlarda yaşıyorum. Hiçbir yatak vermedikleri için yerlerde uyuyorum. 64 yataklı koğuşta 126 mahkum kalıyoruz. İnanılmaz derecede iğrenç bir ortamda kalıyoruz. Küçük küçük böceklere ve rutubete maruz kalıyoruz. Hamam böcekler ve çeşitli böceklerle dolu bir koğuş. Anlatmakta bitiremeyeceğim daha bir çok olumsuz koşula maruz kalmış durumdayım. Şartlar nedeniyle astım hastalığım çok ilerledi. Nefes almakta güçlük çekiyorum. Tüm sağlığım artık tahmin edilemeyecek boyutta. Bel ağrılarım sebebiyle ayakta düz bir şekilde duramaz hale geldim. Vücudumda çeşitli yaralar çıktı. En kötüsü de akıl sağlığımı da kaybetmek üzereyim. Artık tahammül edemiyorum. Buradan çıkışım ölüm yoluyla olmamalı. Lütfen beni buradan kurtarın. Devletime güveniyorum. Yalvarıyorum, lütfen beni aileme, henüz 1,5 yaşındaki oğluma kavuşturun. Her geçen gün hissedilen buhranla yavaş yavaş ölüme gittiğim bu mecradan beni kurtarın. Yetkililerin bu zulme daha fazla göz yummayacağına inanıyorum.”
