İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi'nde eoloji Mühendisliği Bölümünde Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 6 senedir üzerinde çalıştıkları İzmir, Güzelbahçe, Yağcılar, Seferihisar, Tuzla faylarıyla ilgili çalışmaları tamamladıklarını söyledi. Tuzla Fayı'nın 2 bin yılda bir kopan ve 2 bin yıldır kopmayan bir fay olduğuna işaret eden Sözbilir, Yakında kopma ihtimali yüksek. Tuzla fayı zunluğu yaklaşık 50 km'dir. Fayın uzunluğu nedeniyle 7,1 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli bulunuyor." diye konuştu.
“7,1’E KADAR DEPREMLERE NEDEN OLABİLİR”
Yaklaşık 6 yıldır İzmir'de 5 fay çalışması yaptıklarını belirten Prof. Dr. Hasan Sözbilir, konuyla ilgili açıklamasında İzmir, Güzelbahçe, Yağcılar, Seferihisar ve Tuzla'daki fay çalışmalarını tamamladığını aktardı. İzmir Fayı'nda son depremin 1688'de meydana geldiğini kaydeden Sözbilir, “Aradan yaklaşık 340 yıl geçti. Bu faydaki depremlerin tekrarlanma aralığı biraz daha geniş olup bin yıla yakındır. Dolayısıyla İzmir Fayı'nın yakın gelecekte kopma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum fakat, zmir'deki Tuzla Fayı 2 bin yaşında. Yılda bir kez meydana gelen bir fay olduğunu ve 2 bin yıldır kopmadığını tespit ettik. Bu nedenle İzmir'in deprem riskinin Tuzla fayı üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor" dedi.
Tuzla fayının İzmir'deki en uzun faylardan biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sözbilir, fayın deniz ve Doğanbey'den başlayarak Bornova'ya kadar devam ettiğini, yaklaşık 50 km uzunluğunda olduğuna dikkat çekerek, “Fay, uzunluğu nedeniyle 7.1'e kadar daha büyük şiddette deprem üretme kapasitesine sahiptir. 2000 yıldır delinmediği için yakın gelecekte çatlak muhtemelen patlayacak." şeklinde konuştu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN YOL HARİTASI GELİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR”
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Tuzla fayı yaklaşırken alınması gereken acil önlemler hakkında da bilgi verirken şu ifadeleri kullandı:
"1999 Türkiye depreminden sonra üniversiteler, STK'lar ve yerel yönetimler çok önemli araştırmalar yaptı. Ama en çok Elazığ, İzmir, 6 Şubat ve Van depremleri depreme hiçbir şekilde hazır olmadığımızı göstermiştir. Daha hızlı önleyici tedbirlere ihtiyaç var. Toplum olarak depremde ve sonrasında neler yapmamız gerektiği konusunda daha bilinçli olmamız gerekmektedir. Kentsel dönüşüm için yol haritasının geliştirilmesi gerekiyor. Her ilin kendine ait bir kentsel dönüşüm çerçevesi olmalıdır. AFAD'ın İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) 2020 yılı sonunda 81 il için tamamlandı. İzmir'e yönelik 127 eylem var. Bu tedbirler tamamlanmazsa “Depreme hazırız” deme şansımız yok. Hata, yer ve inşaat üçlüsünün çok dikkatli analiz edilmesi gerekir. Hatalarımızı kabul etmeye devam etmeliyiz çünkü beraber yaşıyoruz, onlar duyarlı varlıklar. Neyin yanlış gittiğinin ortaya çıkarılması için Türkiye çapında bir proje başlatıldı. İzmir'de araziyle ilgili sorunlar çok fazla. Özellikle denize yakın olan yerlerde sıvılaşma riski var”
"YAKIN ZAMANDA MANİSA FAYINDA KIRILMA ŞANSI YOK"
Prof. Dr. Sözbilir, son dönemde gündeme gelen Manisa'daki sismik riske ilişkin konuşmasına şöyle devam etti:
Manisa'nın farklı yerlerinden geçen 32 fay hattı var. Bunlardan en önemlisi Manisa il merkezinden geçen ve kuzeyde Spil Dağı'nı sınırlayan Manisa fayıdır. Araştırmalar bu fay hattının yakın gelecekte kolaylıkla depremlere neden olabileceğini gösteriyor. Verimli olmadığını ve gelecekte kırılma ihtimalinin düşük olduğunu belirledik. Çünkü son depremi 1845 yılında olmuştur. Fayın sismik tekrarlanma aralığı yaklaşık 900 yıldır. Dolayısıyla yakın gelecekte bu çatlağın kırılması pek mümkün görünmüyor. Bu hata yönetimini kentsel dönüşüm mantığına göre hayata geçirebiliriz. İl sınırları içinde kalan 31 fayın özelliklerinin tam olarak bilinmediğinden bunlara bağlı tehlike halen devam etmektedir"