İngiltere Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Alicia Kearns dün parlamentoda yaptığı konuşmada, Sırp Ortodoks Kilisesini Sırbistan'dan getirilen silahları ambulanslarla Kosova'ya taşımakla suçladı.
İngiliz ordusunun Sırbistan'dan Kosova'ya silah kaçırıldığını tespit ettiğini vurgulayan Kearns, NATO'nun Kosova Gücü KFOR'un durumdan haberdar edildiğini ancak arama izinleri çıkana kadar ambulansın geri dönerek kilisedeki tüm silahları çıkardığını söyledi.
'SİLAH İHRACATINI DURDURUN'
KFOR'un ülkenin kuzeyinde silah kaçakçılığıyla mücadele için yetkilerinin artırılması gerektiğini vurgulayan Kearns, İngiliz hükümetine Kosova'nın toprak bütünlüğü ve demokrasisine desteğini net bir şekilde ifade etme çağrısında bulundu.
İngiltere'nin Sırbistan'a silah ve cephane ihracatından da rahatsız olduğunu ifade eden Kearns, “Sırbistan polisinin terörle mücadele biriminin Kosovalı polis memurlarına saldırarak kaçırdıkları göz önüne alındığında, Sırbistan'a bizim tedarik ettiğimiz silahların bunlar için kullanılmadığını nereden bilebiliriz? Sırbistan'a tüm ihracatın durdurulmasını talep ediyorum“ dedi.
Balkanlar'da kritik bir dönemden geçildiğini vurgulayan Kearns, 1995'te Bosna'da yaşanan kanlı cinayetler sonrasında verilen “bir daha asla“ şeklindeki sözün yerine getirilmesi, İngiliz hükümetinin uyanması ve inisiyatif alması temennisinde bulundu.
NATO'nun Kosova'daki Barış Gücü (KFOR), Sırbistan'dan Kosova'ya silah kaçakçılığı yapıldığı ve Sırp Ortodoks Kilisesi (SPC) alanlarının Sırplar tarafından silah depolamak için kullanıldığı iddiasına dair ellerinde kanıt bulunmadığını bildirdi.
KFOR'un açıklamasında, 'Yasa dışı silahların bulunduğu iddiası KFOR karargahına bildirildi ancak bunu teyit etmek için daha fazla araştırma yapıldıktan sonra hiçbir kanıt ortaya çıkmadı. Kosova ile Sırbistan arasındaki sınır hattından ambulanslarla Ortodoks kiliselerine kaçakçılık yapıldığı iddiasına dair de herhangi bir kanıt yok.' ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, bu tür eylemlerin Kosova güvenlik kurumlarının sorumluluğunda olduğu vurgulandı.
SPC'ye bağlı Raşka-Prizren Piskoposluğu da iddiaların KFOR tarafından araştırılması talebiyle yayımladığı bildiride, 'Bunların doğruluğu kanıtlanırsa, SPC alanlarının ve hizmetlerinin silahların taşınması veya depolanması için kötüye kullanıldığı iddiasıyla bağlantılı olduğu tespit edilen herhangi bir kilise görevlisi, en ağır kilise cezalarıyla karşı karşıya kalacak ve kamu hizmeti faaliyetlerine devam edemeyecek.' ifadelerini kullandı.
Kosova Başbakanı Albin Kurti ise kabine toplantısında yaptığı açıklamada, ülkenin kuzeyinde ambulanslarla silah taşındığı iddiasının doğruluğunu araştırdıklarını söyledi.
İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Alicia Kearns, dün Parlamentoda yaptığı konuşmada, Sırbistan'dan Kosova'ya ambulanslar yardımıyla silah kaçırılıp, Sırp Ortodoks Kiliselerinde depolandığı iddiasını ortaya atmıştı.
Kosova'nın kuzeyinde Sırpların yoğun olduğu Zveçan, Zubin Potok ve Leposaviç belediyelerinde 23 Nisan'da yapılan yerel seçimleri kazanan Arnavut belediye başkanlarının göreve başlaması, 26 Mayıs'ta Kosovalı Sırplar tarafından protesto edilmişti.
Arnavut belediye başkanlarını korumak için bölgeye gönderilen Kosova polisi ile Kosovalı Sırplar arasında arbede yaşanmış, 29 Mayıs'ta belediye binalarını koruyan KFOR askerleri ile Kosovalı Sırpların karşı karşıya gelmesi sonucu 30 KFOR askeri yaralanmıştı.
Sırbistan, 14 Haziran'da Kosovalı emniyet mensupları oldukları belirlenen 3 kişiyi 'Sırbistan'da eylem yapmayı planladıkları' gerekçesiyle iki ülkenin sınır bölgesinde gözaltına almış, Kosova ise polislerin Sırbistan tarafından 'kaçırıldığını' savunmuştu. Sırbistan, 26 Haziran'da Kosovalı polisleri serbest bırakmıştı.
Kosova polisi de farklı gerekçelerle yaklaşık 10 Kosovalı Sırp'ı gözaltına alırken, Sırbistan bu kişilerin bir an evvel serbest bırakılmasını talep etmişti.
Zaman zaman karşı karşıya gelen iki ülkenin gerilmesindeki ana neden, Sırbistan'ın, tek taraflı bağımsızlığını 2008'de ilan eden Kosova'yı kendi toprağı görmesi olarak ifade ediliyor.
AB arabuluculuğunda 2011'de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamında ise ilişkilerin normalleşmesi ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanıması için ortak bir yol bulmaya çalışılıyor.
