Bist 100
8.991,6 0%
DOLAR
31,96 -0,29%
EURO
34,49 -0,2%
ALTIN
2.322,44 -0,7%

Hollywood Filmlerinde Devletin Gerçek Niteliği Nasıl Gizleniyor?

Sol Gazete yazarı Nalçacı'nın Hollywood filmlerinde devletin gerçek niteliğinin nasıl gizlendiğini anlattığı yazısı.

Yayın Tarihi: 16.09.2023 12:06
Güncelleme Tarihi: 27.04.2024 17:11

Hollywood Filmlerinde Devletin Gerçek Niteliği Nasıl Gizleniyor?

Hollywood Filmlerinde Devletin Gerçek Niteliği Nasıl Gizleniyor?

Sol Gazete yazarı Nalçacı'nın ilgili yazısı şöyle: Bu yazıda ise okuyucuların filmi seyrettiğini varsayıp ayrıntılardan çok Hollywood filminin en büyük yalanı nerede söylediğine odaklanacağız. Filmin salgıladığı en önemli yanılsama ABD’de devletin niteliğine ilişkindi. ABD’de devlet tepeden tırnağa tekelleşmiş sermaye sınıfına aittir. Dev sanayi, banka ve ticaret tekellerinin gereksinimlerini, bu sınıfın emperyalist amaçlarını, sömürüye rağmen emekçileri düzene bağlamanın yollarını, kârlarını en üst düzeyde elde etmenin araçlarını sağlamak için vardır. İnsanlığın yakın tarihi anlamak için geliştirdiği bu temel kavramı, egemen sınıf-devlet ilişkisini gizlediğiniz zaman her şey gölge altında kalır, tarih bulanıklığa gömülür. Film ABD devletini iyi ve kötü, hırslı ve makul, komplocu ve hakkaniyetli insanları içeren ama Almanya ve Japonya’da çıkan kötülüklere karşı savaşan en nihayetinde iyi niyetli bir oluşum olarak sunar.

Hâlbuki tekelci sermayenin devleti(leri) amaçları için her türlü cinayeti işleyecek bir öze sahiptir. Devlet nasıl tekelci sermayenin bir bürosu haline gelir? Somut olarak bazen sermayedarlar doğrudan devlet mekanizmasına girerler, birçok kez büyük şirketlerin yöneticileri siyasi olarak rol alırlar, ama çoğu kez kariyerini tekelci sermayenin çıkarlarını korumak üzere inşa eden bürokrat ve siyasiler devleti yönlendirir. Sermaye birçok dolaylı dolayımsız araç ile devleti kontrolü altında tutar.

ABD’nin 80 yıl önceki tarihinden bunu anlamak zor gelebilir okuyucuya, Türkiye’den bir örnek verelim. Turgut Özal 1980 darbesi öncesinde Metal Sanayicileri Sendikası’nın, yani Türkiye’deki en azılı işçi sınıfı düşmanı patron örgütünün sekreteriydi. Askeri darbeden sonra Generaller Turgut Özal’ı tekelci sermayenin programı uygulanabilsin diye yönetime getirdiler.

Oppenheimer ABD’li komünistlerle buluştuğunda Kapital’in üç cildini okuduğunu söylüyor. Gerçekten üstün bir zekâ kapasitesine sahip Oppenheimer için Kapital’in üç cildini bir çırpıda okumak iyi bir gösteriymiş, tıpkı üç hafta Hollanda diline çalışıp o dilde konferans vermesi gibi. Eğer Oppenheimer hava atmak için Kapital’in üç cildini okuyacağına, Lenin’in Kapitalizmin Son Aşaması Emperyalizm kitabını okusaydı, bu devlete kitle imha silahı üretmek için belki yamanmazdı. ABD Oppenheimer’daki zaafı fark edip o kadar komünistin arasından çekip nükleer silah üretecek dev projede bilim ekibinin başına getiriyor, işçi sınıfı açısından bir başarısızlık, tekelci sermaye açısından ise tarihi bir başarı.

Bu arada aylardır süren Hollywood grevi devam ediyor. Oyuncuları, çalışanları, senaryo yazarlarını buradan selamlıyoruz. Umarız iş güvencesi ve ücret taleplerinin yanına gerçeğin çarpıtılmadığı bir kültür için de mücadeleyi eklerler.