Gözlerin hastalık habercisi olduğunu belirten Uzm. Dr. Filiz, “Gözyaşlarımızın kesilmesi ya da göz kuruluğu ise başlı başına önemli sorunlara işaret eder. Bu sorunların başında ise Sjögren sendromu (SS) dediğimiz bir tür bağışıklık yetmezliği gelir ki ihmale gelmez” dedi.
Dr. Tuncay FilizKent Bayraklı Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuncay Filiz, bağışıklık sisteminin kendi kendine yaptığı hastalıklardan biri olup göz ve ağız kuruluğuna yol açan Sjörgen sendromuna dikkat çekti. Bağışıklık (immun) sisteminin vücudun doğal savunma mekanizması olduğunu, bozulduğunda kendi vücut hücreleriyle savaştığını hatırlatan Uzm. Dr. Filiz, şöyle konuştu:“Bağışıklığı sağlaması gereken antikorlar yönlerini şaşırıp vücudumuza özellikle de salgı bezlerimize saldırır. Antikor saldırısına uğrayan gözyaşı ve tükürük bezlerimiz kurur ve salgı üretemezler. Sjögren sendromunda görülen göz kuruluğuna sıklıkla ağız kuruluğu da eklenir. Bu durumda her iki organın işlevine dair; diş çürümeleri, ağız mantarı, görme bozukluğu ve göz iltihaplanması gibi bozukluklar ortaya çıkar. Sjögren sendromunun da diğer bağışıklık sistemi hastalıkları gibi başka organları tutabilme potansiyeli vardır. Ağız kuruluğu, göz kuruluğu gibi belirtiler, başka hastalıklarla da karıştırılabilir ve hastaların hayat kalitesi giderek düşerken tanıda geç kalınabilir. Erken tanı koymak, organ hasarlarını önlemek bağlamında son derece önemlidir. Bu nedenle göz kurumasını hafife almamak, mutlaka sağlık kontrolünden geçmek gerekir.”
40 YAŞININ ÜZERİNDEKİ KADINLARDA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Öte yandan Uzm. Dr. Filiz, Sjögren sendromunun genelde 40 yaşından sonra ve çoğunlukla kadınlarda görüldüğünü belirtti. Dr. Filiz, gözlerin; kansızlık, sarılık, hormon bozuklukları gibi hastalıklarda en erken sinyaller veren organ olduğunu kaydetti. Hastaların ağız ve göz kuruluğu gibi şikayetlerinin nedenini içtikleri başka ilaçların yan etkilerine bağlayabileceklerini belirten Dr. Filiz, teşhiste geç kalınabileceği uyarısı yaptı.