İfade Özgürlüğü ve İslamofobi
'İfade özgürlüğü' adı altında Avrupa'da Kur'an-ı Kerîm'e saldırılar artarak devam ediyor. Batı'da uzun zamandır tartışılan bir mevzu olan İslamofobi, Batılı ırkçı siyasetçilerin sebep olduğu saldırılarla tetikleniyor. Avrupa'daki mescitler yakılıyor, domuz kafası atılıyor, Müslümanlara saldırılar düzenleniyor. Ancak bu saldırılar 'marjinal grupların eylemleri' olarak görülüp üstü örtülüyordu. Ancak son zamanlarda polis korumasında gerçekleşen Kur'an-ı Kerîm'e saldırılar, bu saldırıları düzenleyen 'marjinal grupların' aslında çeşitli devletlerin korumasında olduğunu gösteriyor.
İfade Özgürlüğü ve Kitap Yakma
Batı dünyası, bir kitabı yakmayı 'ifade özgürlüğü' olarak kabul ediyor. Ancak bir kitabı veya bir inancı temsil eden herhangi bir objeyi yakmanın nasıl ifade özgürlüğü olabileceği sorgulanıyor. Kitap medeniyet demekti, ancak bu yakma eylemiyle medeniyetin nasıl temsil edildiği de tartışılıyor.
İfade Özgürlüğü ve Şiddet
İfade özgürlüğü ile şiddeti eşitleyenler, kendi ifade özgürlüklerini şiddet eylemleriyle göstermek isteyenlere karşı tepki gösteriyor. Ancak bu tutumun aynı zamanda bir çelişki olduğu belirtiliyor. İfade özgürlüğünü yakmak gibi bir şiddet eylemiyle eşitleyenlerin, başka bir şiddet eylemiyle ifade özgürlüklerini göstermek isteyenlere karşı ağlamaya hakları olup olmadığı sorgulanıyor.
Demokrasi ve İslamofobi
Avrupa, ABD'nin peşine takılarak İslam coğrafyasına kan, tecavüz ve sefalet götürdü. Şimdi ise kendi topraklarında İslam'a yönelik saldırıları 'ifade özgürlüğü' adı altında meşrulaştırıyor. Ancak bu saldırıların aksülameli olacağı düşünülüyor. İşgal ettikleri topraklarda yaptıklarının hesabını vermemişken, kendi topraklarında şiddeti ifade özgürlüğü olarak meşrulaştırmanın bir bedeli olacağı belirtiliyor.
İslam'ın Militan Ruhu
İngiliz tarihçi Arnold Toynbee, İslam'ın militan ruhunu kış uykusundan uyandırmak için Avrupa'nın kendi sokaklarını ateşe verdiğini söylemiştir. Bu durum, Avrupa'nın kendi politikalarının tesirleri olduğunu göstermektedir.
