ABD'nin İsrail-Filistin Çatışması ve Türkiye'nin Rolü
ABD'nin ırkçı ve katliamcı Binyamin Netanyahu yönetimi üzerinden devreye soktuğu Gazze'deki masum çocuk ve kadınlara yönelik sistematik soykırım projesini bir İsrail-Filistin çatışması olarak okumak safdillik olur. Yeminli bir Siyonist olan ABD Başkanı Biden, Pentagon'un 1999'dan itibaren İsrail'e yaptığı yıllık 2 milyar 670 milyon dolarlık askeri yardım miktarını 2009'da 3 milyar dolara çıkarmasını hararetle desteklemişti.
Kongre'deki konuşmasında Senatör Biden yardımı, 'Bu, yaptığımız en iyi 3 milyar dolarlık yatırımdır. Kuşku yok ki İsrail olmasaydı ABD bölgedeki çıkarlarını korumak için bir İsrail yaratmak zorunda kalacaktı' sözleriyle savunmuştu. Şimdi Başkan olan Biden, 14 yıl sonra İsrail'e yapılan yardımları yine aynı gerekçeyle savundu. 20 Ekim'de İsrail ve Ukrayna'yı desteklemek için Kongre'ye 100 milyar dolarlık 'acil bütçe' talebinde bulunan Biden, Ulusa Sesleniş konuşmasında 'Bu akıllı bir yatırım. Nesiller boyunca Amerikan güvenliğine kâr sağlayacak' dedi.
Biden'ın sözleri ABD'nin İsrail'e bir askeri üs ve sabit bir uçak gemisi şeklindeki bakışını net şekilde özetliyor. Batı'nın en değer verdiği kolonyal proje olan İsrail, haliyle ABD'nin bölgeyi ve dünyayı yönetmeye yönelik 'en akıllı yatırımı' diye görülüyor. Ukrayna, Suriye, Irak, Afganistan, Çin, Avrasya, Pasifik, Latin Amerika, Kuzey Afrika, Libya, Kafkasya ve Doğu Akdeniz'de giriştiği bütün hamleleri hezimetle sonuçlanan ABD, son üç haftadır İsrail'in soykırım makinesini devreye sokarak Ortadoğu'daki emperyal projelerini yeniden aktive etmeyi planlıyor.
Bölgeye uçak gemileri ve asker sevkiyatı yapan ABD, bombardıman altındaki Gazze'yle ilgili 'İsrail için kırmızı çizgiler koymuyoruz' diyerek katliam, vahşet ve devlet terörüne açık çek verdi. Unutmayalım ki ABD'nin Gazze'deki soykırım projesiyle yeniden dizayn etmek istediği Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'daki en büyük hedef Türkiye'dir. Türkiye'nin son yıllardaki bağımsız dış politikasıdır. Küresel ve bölgesel denklemleri sarsarak yeni dengelerin oluşmasını sağlayan Türkiye'nin emperyal ezberleri bozan stratejileridir.
Bu bağlamda ABD'nin yeni İsrail projesi üzerinden devreye soktuğu kirli planların mahiyetini görüp buna ilk itiraz eden liderlerden olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasının sahipsiz olmadığını sömürgeci Haçlılara bir kez daha hatırlatarak meydan okudu... 'Siz bir Haçlı savaşı mı istiyorsunuz? Öyleyse şunu bilin ki bu millet ölmedi. Dimdik ayakta. Libya'da neysek, Karabağ'da neysek Ortadoğu'da da oyuz' diyerek Haçlı zihniyetinin torunlarına deyim yerindeyse her açıdan bir Selahaddin'i Eyyubi ayarı verdi.
İsrail'in şu anda Gazze'de yaptıkları Fransızların, İngilizlerin, Portekizlilerin, Almanların, İspanyolların ve Amerikalıların tarih boyunca dünya çapındaki barbarlıklarını yansıtıyor. Gazze'deki vahşet bu bağlamda bir gözdağıydı. Fakat Türkiye bırakın boyun eğmeyi bunun hesabını İsrail ve onu destekleyen Batı'dan soracağını dünyaya ilan etti. Yeni bin yılın Selahaddin'i olarak hareket eden Sayın Erdoğan'ın bu çıkışları kuşku yok ki küresel denklemleri sarsıyor. ABD'nin 'akıllı yatırımlarını' tehlikeye atıyor.
Erdoğan'ın bu meydan okuyuşundan sonra Ortadoğu'da artık hiçbir şey aynı kalmayacak. İsrail ve ABD sonrası yeni bir Ortadoğu ve yeni bir denge kurulacak. Post-Siyonist dönemin kapıları aralanıyor. Yeni dönemde Ortadoğu'da Türkiye rüzgârı artık daha gür esecek...